Eşitsizliğe karşı önerge

-
Aa
+
a
a
a

Brezilya, Almanya, İspanya ve Güney Afrika, yoksulluk ve iklim kriziyle mücadeleye yılda 250 milyar pound ekstra katkı sağlayacak daha adil bir vergi sistemi için önerge imzaladı.

Gezegenin Geleceği: 29 Nisan 2024
 

Gezegenin Geleceği: 29 Nisan 2024

podcast servisi: iTunes / RSS

Brezilya, Almanya, İspanya ve Güney Afrika, yoksulluk ve iklim kriziyle mücadeleye yılda 250 milyar pound ekstra katkı sağlayacak daha adil bir vergi sistemi için önerge imzaladı. Önde gelen dört ekonominin bakanı, dünyanın 3 bin milyarderinin yoksulluk, eşitsizlik ve küresel ısınmaya karşı küresel mücadele için yılda 250 milyar ğound toplamak amacıyla hızla büyüyen servetleri üzerinden en az %2 vergi ödemesi gerektiğini öne sürdü. Brezilya, Almanya, Güney Afrika ve İspanya, süper zenginlere uygulanacak vergiye yönelik artan uluslararası desteğin bir işareti olarak, %2’lik bir verginin eşitsizliği azaltacağını ve salgının ekonomik şokları ve iklim krizi sonrasında çok ihtiyaç duyulan kamu fonlarını destekleyeceğini söylüyor. Toplanacak yıllık meblağın geçen yılın tüm aşırı hava olaylarının neden olduğu tahmini hasarı karşılamaya yeteceği söylenirken, daha fazla ülke kampanyaya katılmaya çağrıldı.

Geleceğin ekonomik vizyonunu şekillendirmede rol oynayacak olan konferans katılımcılarını bekliyor

Dünyada ilk kez Türkiye'de gerçekleşecek olan Türetim Ekonomisi Konferansı IPEC2024, 29 – 30 - 31 Mayıs 2024 tarihlerinde Kadir Has Üniversitesi’nde düzenlenecek. Konferans, Türetim Ekonomisi ve yeni bir sürdürülebilir ekonomik vizyona odaklanacak. Küresel ekolojik ve sosyal değişimin gerekliliği, hatta kaçınılmazılığı tartışılacak, çözüm önerileri sunulacak. Dünyanın dört bir yanından ve Türkiye’den birçok uzman isim konferansta bilgi ve deneyim paylaşımı yapacak. Sürdürülebilir, yeni bir gelecek için alanında uzman birçok konuşmacı İstanbul’da bir araya geliyor. Geleceğin ekonomik vizyonunu şekillendirmede rol oynayacak olan konferans katılımcılarını bekliyor. IPEC2024, alternatif ekonomi modelleri ve sürdürülebilir gelecek üzerine odaklanacak ve Türetim Ekonomisi konusundaki yenilikçi düşüncelerin paylaşılmasına olanak sağlayacak. Katılımcılar, çeşitli sektörlerden gelen deneyimli konuşmacıların sunumlarını dinlerken, paralel oturumlar ve interaktif çalışma gruplarıyla da konu hakkında derinlemesine tartışma imkanı bulacaklar. Konferansla ilgili ayrıntılı bilgi almak ve ücretsiz katılım kaydı yaptırmak için https://2024.turetim.org sayfasını ziyaret edilebilirsiniz.

Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği raporu

Sürdürülebilir Ekonomi ve Finans Araştırmaları Derneği (SEFiA) ve E3G isimli düşünce kuruluşu, birlikte hazırladıkları ‘Kömürden Çıkışın Finansmanı: Türkiye Örneği’ raporunda Türkiye’nin kömürden çıkış maliyetini ortaya koyuyor. Raporun öne çıkan bulgularına göre, 2026’da Türkiye’de karbon fiyatı uygulamasının başlamasıyla beraber, kömürlü termik santraller lisans sürelerinin sonuna kadar toplamda 45 milyar dolarlık zarar ediyor. Çalışma, 2026’dan itibaren Türkiye’de uygulanacak karbon fiyatını, 2035’e kadar Avrupa Birliği Emisyon Ticaret Sistemi’ndeki (AB ETS) mevcut karbon fiyatının sadece üçte biri olarak devreye alıyor. 2035 sonrası için ise bu fiyat AB ETS’sinin ancak yarısına kadar yükseliyor. Bu kadar düşük seviyede varsayılan karbon fiyatı bile santrallerin zarar etmesine neden oluyor. Kömürden çıkış senaryosunda, 2021 - 2035 yılları arasındaki dönemde, elektrik üretiminde yerli kaynakların payı %51,3'ten %73,6'ya yükseliyor. Rapor, Türkiye’de bugüne kadar kömürden çıkışın teknik olasılıklarını ve ekonomik boyutunu ortaya çıkaran çalışmaları bir adım öteye taşıyor. Yakın zamanda uygulamaya konulması planlanan karbon fiyatlaması sonucunda santrallerin hâlihazırda düşmekte olan kârlılıklarını sürdüremeyeceklerini ortaya koyan rapor, Türkiye’nin 2053 net sıfır patikasına erişebilmesi için emekliye ayırması gereken kömürlü termik santrallerin muhtemel finansman ihtiyacını da belirlemeyi amaçlıyor. SEFiA Direktörü Bengisu Özenç, Türkiye için teknik olarak mümkün ve küresel gelişmeler doğrultusunda kaçınılmaz olan kömürden aşamalı çıkış planlarını geciktirmenin olası olumsuz ekonomik ve sosyal sonuçları üstünde durdu ve, “Türkiye’nin 2053 net sıfır hedefi, iklim hedefleri için olduğu kadar değişen küresel ticaret düzeni içerisinde rekabetçiliğini sürdürülebilmesi açısından da önemli bir hedef. Bu hedefin yakalanabilmesi için atılacak ilk adım, elektrik arzında kömürden çıkışa yönelik resmi bir pozisyonun açıkça belirlenmesi ve bu hedefe yönelik planlamanın yapılması. Bildiğiniz gibi, Türkiye yakın zamanda bir ulusal emisyon ticaret sistemini uygulamaya almayı planlıyor. Karbon emisyonlarının fiyatlanmasını öngören bu sistemin devreye girmesi ile kömürlü santrallerin finansal dengelerinin olumsuz etkileyeceği aşikâr. Çalışmamız, oldukça düşük karbon fiyatları altında bile santrallerin faaliyetlerini sürdüremeyeceklerini gösteriyor. Bu açıdan kömürden çıkış, kayıplar oluşmaya başlamadan erken aşamada hedeflenmeli. Böylelikle çok katmanlı, çok paydaşlı bir planlanma yapılabilir ve uygun finansman imkânlarının da devreye alınmasıyla kapsayıcı ve adil bir çıkış stratejisi ortaya koymak mümkün olabilir,” dedi.